16 Ağustos 2015 Pazar

Herşey Geçer Zamanla

Her şey geçer zamanla, 
Gözyaşlarında biter, umutlarında gider. 
Gidenin geri dönmeyeceğini de kabullenirsin. 
Merak etme! 
Acı çekmeyi de öğrenirsin zamanla… 

Yıldızlardan dilek dilerken utanmayı da öğrenirsin. 
Sevdiğini başkalarıyla gördüğünde; kabullenmeyi. 
Ağlarken gözyaşlarını silmeyende olur. 
Yalnız kalmayı da öğrenirsin zamanla. 

Kim bilir bir umut saklarsın içinde, 
Kimseler girmez, giremez yüreğine, 
Herkesi ona benzetir, 
Herkesten kaçmayı seversin. 
Korkma..! 
Gün gelir, sevilmemeye de alışırsın zamanla..! 

Gözlerin demir atsada hatıralara, 
Anılara selam vermek zor gelir. 
Hıçkırıklarının sesini keserken boğulursun. 
Çocukluğun düğümlendiğinde boğazına, 
Büyüdüğünü zamanla öğrenirsin..! 

Herkes yabancı gelir sana, 
Herkes bir sen etmez bazen, 
Bazen bir sen herkes etmez, kabullenmezsin. 
Kabullenmeler gelir günün birinde, 
Onun başkasıyla uyuduğunu kabullendiğin gibi. 
Kabullenmeyi de öğrenirsin zamanla…

15 Ağustos 2015 Cumartesi

13 Ağustos 2015 Perşembe

Her gün Seninle

güzel olan
her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
erimek yarını olmayan zamanlarda
durdurmak bir yerde bütün saatleri
bütün kuralları kırıp parçalamak
sonra varmak o yerlere
mevsimlere dur demek
kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
delicesine içmek
ve unutabilmek her şeyi ansızın
sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
güzel olan
sevmek seni tanrılar gibi
seninle tanrılaşmak...

bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
ne bu şehir kalacak
ne bu duygusuz sürü
bu korkunç kalabalık
her vapur seni getirecek bana
bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
kapılar sana açılacak
senin için söylenecek şarkılar
şiirler senin için yazılacak
her evde bir resmin
her meydanda bir heykelin olacak
ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
kopup ötelerden, ötelerden
yalnız bana geleceksin
bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.

ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
sende buldum erişilmez hazları
yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
duyguların en ölmezini sende duydum
susuzluğum dudaklarında dindi
yalnızlığım ellerinde
çoğu gün unuttum açlığımı
sende doydum...

ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
anladım yaşadığımı her nefes alışta
seninle geçtim bütün zamanlardan
seninle var oldum
eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.

boynunda bir yer vardır, ben bilirim
ne zaman oradan öpsem,
değişir gözlerinin rengi
yanar dudakların, terler avuçların
dökülür kapkara aydınlık gibi
omuzlarına saçların
gitgide artar kalbinin vuruşları
bir musiki halinde dünyamı doldurur
ansızın bütün sesler kesilir
zaman durur
bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
her gün seninle yeniden var oluruz
eriyip kaybolduğumuz yerde...

sesini duymadığım gün
yaşanmış değil
açan çiçek değil
öten kuş değil
yüzünü görmediğim gün
içimde yıldızlar sönük
güneşler güneş değil
seni sevmediğim gün
seni anmadığım gün
olacak iş değil...

her günüm seninle geçsin
o güneşe en yakın
kimsenin varamayacağı bir dağ başında
uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
uzaklarda, en uzaklarda
o gemilerin uğramadığı limanlarda
işığım ol, alınyazım ol benim
vatanım ol, evim ol
yeter ki bir ömür boyu benim ol
her günüm seninle geçsin...

ümit yaşar oğuzcan

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Bir Adın Kalmalı Geriye 

Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet

Sen say ki ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri koynuma almadım ihaneti
Ve say ki bütün şiirler gözlerini 
Şarkılar saçlarını söylemedi
Hele nihavend hele buselik hiç geçmedi fikrimden
Ve hiç geçmedi bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden

Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet isyan
Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam

Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır 
Gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın

Yine de bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye
Bir de o kahreden gurbet
Beni affet
Kaybetmek için erken
Sevmek için çok geç

Ahmet Hamdi Tanpınar

Gam

“eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş.” 
ibrahim tenekeci

o’nun bıraktığı nefesi alıyorum,
tanrım;
tüm bu güzel hava için
minnettarım.

gülmek diyorum tanrım,
gülmek o’na çok yakışıyor.
izin ver,
yarım yanıma kalsın.

teşekkürler tanrım,
borcum olsun – öderim.
elimden her iş gelir,
yeter ki eli elimde olsun.

tanrım teşekkürler,
bunca yıl biriktirdiğim eksiklerim
eksiksiz ulaştı gönlüme
eksiksizim,
ne olur beni onunla eksiltme.

tanrım minnettarım,
gözlerimdeki boşluğu gözleri dolduruyor.
ama tanrım gözlerim;
o’nun boşluğunu görebilecek kadar uzağı görmüyor,
bizi koru tanrım.

demem o ki tanrım;
bu gece ferhat’ı karşılamaya, dağa çıkıyorum.
anlatacaklarım var, derin.
sen ferhat’a sabır ver,
âmin.

yanına yakıştığım için sağ ol tanrım,
kusura bakmazsa o, ondan önce seni sevdim.
ne güzel sevmişim; yanım o.
iyi ki varsın tanrım.

tanrım affet;
hangi gökkuşağının altından geçip
“o” hazineye kavuştum, bilemedim.
ben, hazineye bakıyordum
göremedim.

teşekkürler tanrım;
o’nun gelişiyle
zihnime yeni yeni tanımlar, harfler, cümleler indirdiğin için.
ya konuşamasaydım?

ulu tanrım,
o dokunduktan sonra
kokmayan çiçekler için de teşekkür ederim.
-yanılmamışım.

iyi ki her yerdesin tanrım;
yoksa
o’nu uykuda
kime emanet ederdim?

teşekkürler tanrım;
dünya dönüyor
inan, daha iyi bir beşik bulamazdım.

***
tanrım;
daha önce ağlamasaydım
gamzemin yolunu bulamazdım,
yolu gösterdiğin için
minnettarım.

***

senin bu yazından sonra
“yazıyorum” dediğim için
utanıyorum tanrım.
yazın çok güzelmiş.

tüm bebekler için teşekkür ederim tanrım;
o’nun gülüşüne koyduğun
tüm bebekler için
teşekkür ederim.
-büyüksün.

tanrım;
bugün için de teşekkür ederim,
bize her gün karşılıksız sevmeyi “anne” ile gönderdin,
bugün o’nu annemin sesiyle sevdim.

ve ulu tanrım;
sabah ezanı için,
minnettarım.

11 Ağustos 2015 Salı

6 Ağustos 2015 Perşembe

1918 - Ölenler Öldü - Yahya Kemal Beyatlı - Resimli Şiir


1918 - Ölenler Öldü Yahya Kemal Beyatlı Resimli Şiir


ÖLENLER ÖLDÜ

“Ölenler öldü, kalanlarla muzdarip kaldık.
Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık.
Ölenler en sonu kurtuldular bu dağdağadan.
Ve göz kapaklarının arkasında eski vatan,
Bizim diyar olarak kaldı tâ kıyamete dek.
Kalanlar ortada genç, ihtiyar, kadın, erkek,
Harap olup yaşıyor taliin azabıyla,
Vatanda düşmanı seyretmek ızdırabıyla.
Vatanda korkulu rüya içindeyiz, gerçek.
Fakat bu çok süremez, mutlaka şafak sökecek.
Ateş ve kanla siler, bir gün, ordumuz lekeyi,
Bu, insanoğluna bir şeyn olan Mütarekeyi.” 

YAHYA KEMAL BEYATLI


Şiir Vakti

Bir Seviyi Anlamak - Özdemir Asaf - Resimli Şiirler



Bir Seviyi Anlamak
Özdemir Asaf 
Resimli Şiirler

"... Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın..."

Özdemir Asaf

- Şiir Vakti - 

Resimli Şiirler

Cemal Süreya - O Kadar Unutmuştun ki - Resimli Şiir



Cemal Süreya
O Kadar Unutmuştun ki 
Resimli Şiir

O Kadar Güzel Unutmuştun ki beni;
Hatırlatmaya Kıyamadım.

- Şiir Vakti -

Resimli Şiirler

Sen

Bir kızın şiiri beğenmesi şairi de beğeneceği anlamına mı gelir?
Kelebeğin Rüyası

Sana Söylemek

Bir güzele güzelliğini hatırlatmak isterdim. Aynalardan evvel.
Kelebeğin Rüyası

Kelebek

Belki bir kelebek o kadar memnun ki rüyasından, uyanmak istemiyor uykusundan…
Kelebeğin Rüyası

Hatırlamak

Sevgili şair, belki de sen haklısın. Susmak en iyisi. Unutmak değil de belki hatırlamamak mümkündür.
Kelebeğin Rüyası

Sen Gülünce

Sen çok güzelsin, sebepsizde gülebilirsin.

Kelebeğin Rüyası

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Notlarım 1

Onu o kadar çok özlemişim ki aradan seneler geçmiş sanki. Hala o kokusunu hissediyorum yanımda. Ne tarafa baksam onu görüyorum. İnsanları ona benzetiyorum. Koskoca bir şehir o olmadan anlamını yitirdi.

Ben onun gözlerine bakamıyordum. Bir ara sürmeli görmüştüm o gözleri ah be vicdansız kız dedim kalp var bende ne bu güzellik böyle dedim. Çok sonra anladım rüya olduğunu. Aslında uzun sürmüş rüyam ya ben yanlış yaşamışım onu ya da o hiç karşıma çıkmamış. O köşebaşında ışığın altında onu bekliyorum hala gelcek mi diye bugün de gelmedi. Gelir elbet.

2 Ağustos 2015 Pazar

Senin Yanında

-Nerede olduğunun, nasıl göründüğünün,
kaç yaşında olduğunun, bir anlamı varmıdır ?

-İki gönül bir olunca. . .

Ansızın

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum, 
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum, 
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça 
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum. 

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım, 
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım, 
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça... 
Sen evreninde sana seni aratacağım.
--Özdemir Asaf - -

Sen Gelirsen

ama bu kente gelirsen unutma beni ara
sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım

-osman konuk

Kadınım

Kadınım
Gözlerinde arıların uyuduğu bal güzelliğim.
Ben sende kaybettiğim anamı,
Aradığım çocukluğumu buldum.
Bir evlat gibi bağlandım sana.
Senin uzağına düşünce,
Kağıdından ayrılmış bir kalem gibi,
Kalbimin iç cebine akıyor mürekkebim.
Ondandır sol göğsümdeki şiir lekesi.
Kadınım
Soyadımın bahçesi,
Evimi adının yanına kurdum.
Artık bütün atlasları reddediyorum.
Çünkü;
Benim dünya haritam,
Senin boydan çekilmiş fotoğrafın.
Vücudunun her yanı başka bir ülke,
Soluk soluğa koştuğum...

Gözlerin...

Diyorum ki çok çay içelim, uzun uzun susalım.
Gözlerinde duralım sonra bir şiirlik uçurum.
Tek ayak üzerinde beklerse yorulur mu dünya?
Savaş soğuk, kuşlar güzel.
Allah büyük

Özledim Seni

Ellerini tutup sıcaklığını hissetmeyi özledim
kısaca seni özledim ben seninle içtiğim o kahvenin o tarifsiz tadını özledim
bana kızmanı ve hatta bazen sinir olmanı özledim
tepkime kızıp sigarayı bi hışımla söndürüşünü
kısa bir sessizlikten sonraki o gülüşünü görmeyi özledim
kısaca seni özledim ben
sana bakarken gülümsemeyi özledim
gözlerine mühürlenip öylece kalmayı
soğuk günlerde sımsıkı sarılıp sıcaklığınla ısıtmanı özledim
bir nefes gibi derin derin içime çekmeyi
ömrün son demine dek izlenmeyi
kısaca seni özledim ben

şu minik dünyamda ki koskocaman sevgiyi canlı canlı hissedebilmeni
ve sonrasında gözlerinin parladığını görmeyi özledim
bana olan güvenini sadakatini özledim
içimde tutsak ettiğim duygularımı yüzüne söylerkenki halimi/zi
ve akabinde senin söylediklerinin yanımda benimkilerinin hafif kalışını özledim
otobüste uyuklamalarımızı özledim.. ve
benden önce uyanıp kulağıma birşeyler fısıldamanı özledim
aniden sarılarak korkutmalarını özledim
kalp atışlarını duyabilmeyi özledim
sonra..sonra kokunuda özledim ben

takvimlerden rakamlar değil sen düşüyorsun üzerime
saatlerinde rakamlarını unuttum ben
sen giderken saat kaçtı ki ney hatırlamıyorum hatırlayamıyorum
akreple yelkovanında özlediğim seni görüyorum hep
sebebim´i sebebim gece.. sebebim´e sebebim kala..sebebim..sebebim
sensiz geçen zaman düşman sanki
sende sen bende sen.. herşeyde sen.. hepsi sen
yokluğun ateşten bir gömlekmiş sanki hergün istemeyerek üzerime giydiğim
gözlerimi gözlerine istersen bi ömür mühürlerim
hadi durma ! aslını resmet ruhuma sevdiğim
kısaca seni özledim sebebim

Yalnız adam

Bir yalnız adam tanıdım...Kimsesi yoktu...
Geceler kucak açmıştı ona,
Yalnızdı her sokak lambasının altında.. 
Arkadaşları sadece kaldırımlar,sokak lambaları,geceler oldu.. 
O anlatırdı kaldırımlar,sokak lambaları,geceler dinlerdi.. 
Bir yalnız adam tanıdım.Sakin,sessiz ve ürkekti... 
İçine kapanıktı,yalnızdı.. 
Kimseler bilmezdi,görmezdi onu..
Ya da görmek istemezdi.. 
Nedense hep insanlardan kaçardı.. 
Sanki insanlardan korkuyordu.. 
Bir yalnız adam tanıdım,Kimseye güvenmiyordu... 
Ama cesurdu birazda ürkek.. 
Kendi halinde bi yaşamı vardı.. 
Ne çok sorunu vardı belkide,Kimbilir... 
Fırsat bile vermeden uzaklaşırdı,kaçardı.. 
O yalnızdı...
Tek dostları kaldırımlar,sokak lambaları ve gecelerdi.. 
Zaten gündüzleri gözükmezdi. .
Geceleri ise her hangi bir sokak lambasının altında... 
O konuşurdu dostları dinlerdi...
Bazen de güneşin doğuşunu izlerlerdi.. 
Sanki hayatla küsmüştü,yıpranmış bir hali vardı.. 
Yalnız adamdı o.. 
Üstünde kirli ve eskimiş paltosu vardı.. 
Pantolonuda çok eskimişti ve paçaları genişti.. 
Ayakkabıları ise yırtıktı.. 
Onu tanıyan kimse yoktu.. 
Kimse görmemişti onu.. 
İsmini dahi kimse bilmiyordu.. 
Ben ona yalnız adam diyordum.. 
Yalnız yaşıyordu,Evi sokaklardı..
Belli ki kimseye kötü davranmamış 
Belli ki ona hep eziyet edilmiş.. 
Bir yalnız adam tanıdım.. 
Ama o okadarda yalnız değildi... 
Dostları vardı. .
Kaldırımlar,sokak lambaları ve geceler onun tek dostuydu.. 
Ve onun son nefesine kadar da yalnız bırakmadılar..
O yalnız adamdı..

Öldüğünde de yalnızdı...
Alışmıştım ona.. 
Belki deliydi ama cesurdu.. 
Rahat uyu yalnız adam rahat uyu... 

Sen ve Ben

Sana onları neden anlatmadım bilmiyorum.
Belki herkes kendi telaşına düştü.
Belki sen yoktun.
Belki de bu mektup hiç yazılmadı.
Belki de bir kelebek;
O kadar memnun ki rüyasından, hiç uyanmak istemiyor,uykusundan.

Yılmaz Erdoğan

Yavuz Bülent Bakiler-Şaşırdım Kaldım İşte

Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla.. 
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla.. 

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla.. 
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla.. 

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla.. 
Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla.. 

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla.. 
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla. 

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle.. 
Öldür bendeki beni.. 
..Sonra dirilt kendinle! 

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle.. 
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle.. 
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle.. 
Ama her defasında geri döndüm SENİNLE.. 

Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle.. 
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle.. 

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..? 
Bazen kızkardeşimsin.. Bazen öpöz annemsin.. 
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin.. 
Eksilmeyen çilemsin.. 
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin.. 
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin.. 

Çâresizim.. Çâremsin.. 

Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...

Sevmek

"Sevmek" bir kelimedir,
"Siyah saçlı" dersem bir kız için
Sıfat söylemiş olurum.
"Ben siyah saçlı bir kız sevdim" bir cümledir.
Sevda dolu bir cümle
Nokta koymalı, durmalı zira
Zira "açlık" da bir kelime
Cümleye gelmez siyah saçlı kız gibi
Ah elbet dolaşırsa ölüm sık sık dilime
"Öleceğim, ölüyorum, öldüm"
Diyeceğim bir gün

Sen Olmadan

Hayat anlamsız galiba Sen olmadan hiçim